|
 |
|
 |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Murat Arabacı |
|
|
0 |
Hürriyet |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Sabah |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Amk |
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|
07 Ocak 2014 - YSKA |
Taraftar Hikayeleri: Serkan Dinçtütüncü |
|
35 yıllık Altaylı Serkan bey bugünkü konuğumuz. |
Serkan bey, bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Merhabalar, adım Serkan Dinçtütüncü. 26.05.1974 Bornova doğumluyum. Özel bir firmada Bölge Satış Şefi olarak çalışmaktayım. Kimya Teknisyeniyim. 20 senedir aynı firmada çalışmaktayım. Evliyim, 8 yaşında hasta Altaylı bir kızım var. 35 senedir Altaylıyım. Kardeşim de 36 yaşında ve o da hastalık derecesinde Altaylı. Yeni nesilin 1. Lig zamanlarını ve güçlü takımları görememesi üzücü. Görselerdi neden bu takımın yerinin burası olmadığını anlayabilirlerdi.
Bize nasıl Altaylı olduğunuzu ve güzel bir anınızı anlatabilir misiniz?
Sadece bir anımı anlatacağım. Acı tatlı o kadar çok anım var ki.
Babam beni her zaman Altay maçlarına götürürdü. Kendisi tam bir futbol hastası, Beşiktaşlı ve Altaylı olduğunu söylerdi. Fakat İzmir takımlarına karşı hiç bir zaman Beşiktaş'ı desteklemezdi. Bornovalı olan ve o zaman takımda yer alan Alper sayesinde Büyük Mustafa ile arkadaş olmuşlar. Birgün babama Alper Abi benim maskot çıkmamı önermiş. "Kaptana soralım" deyince de B. Mustafa memnuniyetle kabul etmiş. 1981 yılında, ben 7 yaşındayken hazırlıklara başladık. Bornova'da spor malzelemeleri satan ve o zaman tek olan Fundaspor forma ve krampon konusunu hemen halletti.
Benim bir hafta gözüme uyku girmedi desem yalan olmaz. Büyük gün gelmişti. Erkenden Alsancak'a gittik babamla. Beni Alper abi direkt soyunma odasına aldı. Ben heyecandan tir tir titriyordum. Bütün kahramanlarım oradaydı. Rahmetli Sebahhatin Erboğa, B.Şeref, Alper, Zagor ve tabiki B. Mustafa. Herkes B.Mustafa'dan çekiniyordu. Ben de çekindim, çok ciddiydi. Titrediğimi gören Sebo üzerime kocaman bir havlu attı ve başımı okşayınca biraz rahatladım. Yukarıdan artık sesler gelmeye başlamıştı, stad dolmaya başladı.
Kolay değil, Altay-Bursa maçında uğur getirmem için beni çıkarmışlardı, her zamanki gibi Bursa maçları bizim için yine önemliydi. B. Mustafa "Hadi beyler çıkıyoruz" diye kükredi ve bana da "Sen de benim yanıma gel" diye seslendi. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Koşar adımlarla soyunma odasından çıktık, stad ağzınla bir dolu, kulaklarım çınlıyor, sanki rüyadayım! Kapalıda babama baktım ama kalabalıktan göremedim. Selam verdik ve o zamanların klasik kale etrafından dolaşıp kale dibinde zıplama ile ısınma hareketlerine gittik. Bursa çıktı sahaya, ortalık yıkılıyor ıslıktan. Hakemler geldi ve seramoni yapıldı, fotoğraf çekildi, ama ne yazık ki Yeni Asır fotoğrafı yakarak benim için hayati önemi olan o anı elimden aldı. Bir türlü Altay arşivini araştırmaya vaktim olmadı. Aslında maçın akşamı TRT'de maçı gösterdi ve seramonide ben de vardım fakat sene 1981 idi ve ozamanlar kayıt cihazı ne yazık ki yoktu. Ben doğru kapalıya, babamın yanına geçtim ve maç başladı. Altay fırtına gibi ve öyle saldırıyor ki, Bursa kalesi abluka altında. Ben sarhoş gibiyim. Maç 4-0 bitti ve biz kazandık. Fakat hayranı olduğum B. Mustafa'nın frikikten doksana taktığı gol hala hatırımda.
İşte ben o gün gerçekten Altaylı oldum. O gün bugündür benim için hayatımın en önemli olgusudur Altay. Galipse mutluydum, mağlupsa ertesi hafta okulda arkadaşlarla kavga eder ve beş karış suratla dolaşırdım. Babam Beşiktaşlı'ydı aynı zamanda fakat ben bunu hiçbir zaman kabul edemedim. Benim için tek takım Büyük Altay'dır. Tüm Altaylılar tek takım tutar. Lisede de İstanbul takımlarıyla maçlara bütün haftalığı yatırır, o hafta aç kalır, mutlaka maça giderdim.
Düşüşümüzü nelere bağlıyorsunuz?
100. yılda buralarda olmak hepimizi olduğu gibi beni derinden yaralıyor. Futboldan zevk almamaya başladım 2. lige düştüğümüzden beri. Kahroluyoruz kardeşimle. Bu kadar 1. Lig maçı seyret, haksızlığa uğra ve buralarda sürün.
Fakat Diyarbakır-Altay maçında yapılan derin devlet şikesi sonun başlangıcı olmuştur. Ertesi sene ilk iç maçımıza ağzıma almak istemediğim Diyarbakır maçının hakemi gelmişti. Ben seyircinin unutmayacağını ve tepkinin büyük olacağını düşünüp kendi hırsımıda bağırmak için kapalıya gittim. Fakat kimseden çıt yok. Çok şaşırmış ve üzülmüştüm. Ayağa kalktım, stadda sessizlik varken "Derin devletin uşakları, ne yüzle buraya geldiniz?" dedim. Büyük abilerimiz, amcalarımız neredeyse üzerime çullandı. Herkesin kaderine teslim olması beni derinden üzdü. Ne olursa olsun Altay seyircisi taşkınlık yapmadan sonuna kadar tepki vermelidir. Başka Altay yok. Koca bir tarih ve başarılar mazide kaldı.
Sizce Altay'ın kurtuluşu nasıl gerçekleşebilir?
Altay'ımızı ancak ve ancak taraftar ayağa kaldıracak, başka çaresi yok. Bizim tekrar altyapıya eğilmemiz ve gerçek Altaylıları eski futbolcularımızı altyapıda kullanmamız gerektiğini düşünmekteyim. Kurtuluş orada. Zagor'un ve diğer eskilerin Altay altyapısından uzaklaşması çok büyük bir hata. Herkesi küstürmeye başladık. Altay geleneklerine tamamen ters davranılıyor. Eminim eski başkanların, rahmetli Altay emekçilerinin kemikleri sızlıyor.
Hepinize sevgiler ve tüm Büyük Altaylılara selam olsun.
YSKA olarak Serkan beye teşekkür eder, Altay gibi nice şanlı şerefli yıllar dileriz.
Taraftar Hikayeleri Serisi:
Ahmet HatipoÄŸlu
Serkan Dinçtütüncü
Ünal Nişli
Kendi hikayelerini anlatmak isteyen taraftarlarımız aşağıdaki soruları cevaplayarak yska35@gmail.com adresine e-mail olarak gönderebilirler. Gelen cevaplar sıraya konularak sitemizde yayınlanacaktır.
1) Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
2) Nasıl Altaylı oldunuz?
3) Altay'la ilgili güzel anılarınız, unutamadığınız futbolcu veya maçlar hangileri?
4) Altay sizin için ne ifade ediyor?
5) Altay nasıl kurtulur? (Bu soru isteğe bağlı)
|
|
0 yorum 1118 tekil okunma |
|
|
|
|
|
Bu habere henüz yorum yapýlmamýþ. |
|
Yorum yazabilmek ve okuyabilmek için üye giriþi yapýnýz. |
|
|
|
|
|
|