ilaç rehberi enerji
Altay
�ye Giri�i
Ãœst Ãœste 2. Galibiyet 05 Aralık 2016  
0
OlaÄŸanüstü Kongre Yapıldı 05 Aralık 2016  
0
ÖzlediÄŸim Altay... 28 Kasım 2016  
0
Tribünümüzden Kötü Haber 21 Kasım 2016  
0
Düşüş devam ediyor 13 Kasım 2016  
0
 
Altay 9 Günde Telafi Edecek 25 Ekim 2016  
0 Yeni Asır  
Hedefim 3. Åžampiyonluk 25 Ekim 2016  
0 Yeni Asır  
Güven geri geldi devamı da gelsin 24 Ekim 2016  
0 Murat Arabacı  
3 Puan Özlemi Sonlandı 24 Ekim 2016  
0 Hürriyet  
Atakan Mucizesi 24 Ekim 2016  
0 Yeni Asır  
Altay Galibiyeti Unuttu 17 Ekim 2016  
0 Sabah  
Altay'da Kan Kaybı Sürüyor 17 Ekim 2016  
0 Yeni Asır  
Altay'da TurmuÅŸ Devri 12 Ekim 2016  
0 Yeni Asır  
Altay Büyük Fırsat Tepti 18 Ocak 2016  
0 Yeni Asır  
Altay'ın Ä°stanbul Kabusu 14 Ocak 2016  
0 Amk  
   
Bizden Haberler

Eskiler Altay'ı Bilir

02 AÄŸustos 2010 16:35  
Almanya'da tozlu raflardan çıkarılan 33 sene öncesinin dergisi ile başlayan bir yolculuk...

Bundan 33 yıl öncesiydi. Tanzer’li, Büyük Mustafa’lı, Miço’lu, Bilal’li kadromuzla ligde fırtına gibi esiyorduk. Bunun sonucunda ligi BeÅŸiktaÅŸ ve Galatasaray’ın önünde 3. olarak tamamlayıp Avrupa’ya yeniden "Merhaba" demiÅŸtik. Herkesin dilinde "Büyük Altay" vardı. Avrupa’da ülkemizi Trabzonspor, BeÅŸiktaÅŸ ve Fenerbahçe ile beraber temsil ediyorduk. BeÅŸiktaÅŸ o sene, bizim yaklaşık 20 sene sonra Inter-Toto’da karşılaÅŸacağımız Macar ekibi Dyösgyör ile oynuyordu. Kuralar çekildiÄŸinde rakibimiz DoÄŸu Almanya’nın o zamanlardaki en güçlü ekiplerinden Carl Zeiss Jena olmuÅŸtu. Jena o dönemde Türk futboluna yabancı bir takım deÄŸildi, zira Fenerbahçe’yi bir kaç sene önce alaÅŸağı etmiÅŸ, DoÄŸu Almanya futbolunun her daim zirvesine oynayan, baÅŸarılarla dolu bir kulüptü. Türk futbolu Avrupa’da hala ciddi bir rakip olarak görülmekten uzak olsa da yeni yeni geliÅŸmeler göstermekteydi. Bu sebepten, o dönemde hangi Türk takımı Avrupa’da oynasa diÄŸer takım favori olarak görülürdü. Ancak her ÅŸeye raÄŸmen, babamdan ve diÄŸer büyüklerimden dinlediÄŸim kadarıyla Altay’ımızın Avrupa maçlarında stad hınca hınç dolardı. Babamın anlattığı bir çok hikayede zarlana zorlana balkon tribününde bir yer bulabildiÄŸini dinlemiÅŸimdir.

Ä°ÅŸte böyle bir dönemde karşılaÅŸtık Carl Zeiss Jena ile. Ä°lk maçta yapılan bireysel hatalar sonucu DoÄŸu Almanya’nın en önde gelen takımlarından olan Jena karşısında farklı bir ÅŸekilde maÄŸlup olmuÅŸtuk. Ancak her ne kadar rakip bizden o dönemde kat kat güçlü olsa da ve her ne kadar ilk maçı farklı bir ÅŸekilde maÄŸlup olarak kapatsak da futbolcularımız ikinci maça farklı bir ÅŸekilde hazırlanıyorlardı. O dönemde hiç birinin aklında piyasa yapıp Avrupa kulüplerine ya da Ä°stanbul’un 3 takımından birine transfer olmak yoktu. Arma için, onurları için oynamaktaydılar. Devir Mustafa Denizli’nin hala "Büyük Mustafa" olduÄŸu devirlerdi. O da imkansızı baÅŸarmak istiyordu. Büyük Altay’ın büyüklüğü Avrupa’ya da tanıtılmalıydı.

Bu ruh haliyle sahaya çıkan topçularımız rakiplerini afallattı. 4.dakikada Büyük Mustafa ile öne geçen Altay’ımız 37.dakikada Akif ve 45’te yine Mustafa’nın golüyle ilk yarıda Almanları yerle bir etti. Devre arasına 3-0 önde girmiÅŸtik ve söylenene göre, devre arasında Almanlar dahil hiç kimse Alman takımının tur atlayacağına dair 1 Lira bile yatırmazdı. Jenalı futbolcuların adeta ayakları titriyor, hata üstüne hata yapıyorlardı. Milli oyuncuları Vogel dışında bütün oyuncuları kendine güvenlerini kaybetmiÅŸ ve olaÄŸanüstü telaÅŸlı gözüküyorlardı. Alman takımı kendi sahalarından dışarı adım atamıyorlardı. Altay’ımızdan özellikle Zafer Bilgetay ve Murat ErbaÅŸlar ikili mücadelelerde müthiÅŸ bir performans sergiliyor ve hepsinden üstün çıkıyorlardı. Jena defansı özellikle uzun ve havadan toplarımız karşısında etkisiz kalıyordu. Tura çok yaklaÅŸtığımız anların birinde Murat’ın direkten dönen topu yürekleri sızlatıyordu.

Jena’nın zayıf kontratakları etkisiz kalıyordu. Tam böyle bir anda Jena’nın tartışmalı golü futbolcularımızın morallerini alt üst etti. Kalecimiz Çetin topun yan aÄŸlardan içeri girdiÄŸini anlatmaya çalışırken hakem tarafından sarı kartla susturuldu. 68.dakikada gelen Murat’ın golü tur için yeniden umutlarımızı arttırsa da futbolcularımızın bütün güçleriyle saldırmalarından dolayı kondisyonları tükenmeye baÅŸlamıştı. Son bir kaç dakika dışında Jena yarı alanımıza hemen hemen hiç gelememiÅŸti. Son dakikalarda yakaladığımız çok önemli bir pozisyonu da deÄŸerlendiremeyince DoÄŸu Almanya’nın güçlü takımını 4-1 yenmemize raÄŸmen turu atlayamamıştık. Mustafa Denizli daha sonra kendi röportajında anlattığına göre göz yaÅŸlarını tutamayacak, hırstan sinir küpüne dönüşecekti. Milliyet gazetesi suçu kalecimiz Çetin’de buluyor, bir çok gazete ise Akif BaÅŸaran ve Mustafa Denizli’den övgüyle söz ediyorlardı. DoÄŸu Almanya basını ise Jena’nın turu atlamasından dolayı adeta bayram yaparken bir Türk takımının bu kadar zorlaması karşısında ÅŸaÅŸkınlıklarını gizleyemiyorlardı.

Bu kadar bilginin nereden geldiÄŸini merak eden arkadaÅŸlar olabilir, hemen belirteyim: Bütün bilgiler 33 yıl öncesinin bir Alman spor dergisinden alındı. Ä°zmir’den olduÄŸumu öğrenen Alman kız arkadaşımın babasının "-Altay Ä°zmir-'i biliyor musun?" (o dönemlerde Avrupa’da Altay, Altay Ä°zmir adıyla geçiyor) diye sormasının ardından yaÅŸadığım ÅŸaÅŸkınlık bir gün sonra elinde bu maçın haberini taşıyan dergiyle gelmesinden sonra bir kat daha artmıştı. Beni asıl hüzünlendiren olay ise saniyeler sonra yaÅŸandı. Ben kendisine teÅŸekkür edip futbol bilgisini överken o çok doÄŸal bir ÅŸekilde "ESKÄ°LER ALTAY’I BÄ°LÄ°R..." dedi. Gururdan mı, hüzünden mi, yoksa 40 sene önce doÄŸmuÅŸ olup Altay’ın güzel günlerini görme isteÄŸinden mi bilmem kendisine teÅŸekkür edip oradan hızla uzaklaÅŸtım, geçmiÅŸteki Altay’ı, sonra çocukluÄŸumdaki ve ÅŸimdiki Altay’ı düşünüp gözyaÅŸlarımı tutamadım.

Birkaç gün sonrasında saatler süren yolu göze alıp kendimi Jena ÅŸehrinde, Carl Zeiss Jena’nın stadyumunda buldum. Uzun uzun seyrettim boÅŸ stadı, hayatımdaki en önemli varlığın, Altay’ın, o stadda oynadığını, bayrağımızın orada dalgalandığını düşünüp maçın hayalini kurdum. Tarihinde bir çok ÅŸampiyonluklar kazanan, Avrupa’da defalarca baÅŸarılı olmuÅŸ Jena’nın da ÅŸimdi çok daha kötü bir durumda olduÄŸunu görüp endüstriyel futbola küfrettim. YaÅŸadığım duygu patlamasının ardından Altay’ı daha güzel günlere ulaÅŸtırmaya yemin ettim. Kendi kendime, ölmeden önce Altay’ın yurtdışında oynadığı bütün stadları ziyaret etmeye karar verdim. Hepimiz biliyoruz ki, hiçbir baÅŸarısızlık, hiçbir maÄŸlubiyet bizi yolumuzdan döndüremez. Unutmayalım, her ÅŸeye raÄŸmen: ESKÄ°LER, ALTAY’I BÄ°LÄ°R...





















































FotoÄŸraflar ve kaynaklar için Ingo Florschitz ve Elisa Zimmermann’a teÅŸekkürler...


Onur Günşen.

Not: Gazete fotoğraflarını orjinal boyutlarında görmek isteyenler resmin üstüne sağ tıklayıp "resmi farklı kaydet" diyerek bilgisayarına indirebilir.
 



28 yorum 4529 tekil okunma
    Bu habere toplam 28 yorum yapýlmýþtýr.
    Yorum yazabilmek ve okuyabilmek için üye giriþi yapýnýz.