|
 |
|
 |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Murat Arabacı |
|
|
0 |
Hürriyet |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Sabah |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Amk |
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|
Ne Rantiye Ne Åžantiye |
21 AÄŸustos 2014 00:00 |
|
Bugün alınan kararla birlikte şehrin en işlevsel stadının deprem riski nedeniyle kullanılamaz raporu verilip liglerin başlamasına çok az süre kala kapatılması, İzmir'in gene üvey evlat muamelesi gördüğünün bir başka kanıtı olarak karşımıza çıktı. |
Son yıllarda, spor organizasyonlarında İzmir'in ötekileştirilerek; gerek seyir zevkinden gerekse şehre kamusal yarar sağlayacak her türlü olanaklardan bertaraf edilmesi, Türkiye'nin önemli kentlerinde büyük maliyetlerde yeni stadlar inşa edilirken İzmir'in es geçilmesi ve bugün alınan kararla birlikte şehrin en işlevsel stadının deprem riski nedeniyle kullanılamaz raporu verilip liglerin başlamasına çok az süre kala kapatılması, İzmir'in gene üvey evlat muamelesi gördüğünün bir başka kanıtı olarak karşımıza çıktı.
Endüstrileşen futbolla birlikte sporun kalitesi artması gerekirken ne yazık ki ülkemizde tam tersi olarak artan rantlar olmuştur. Rantiyer tipi, bu sektörün bütün uzuvlarına kadar işlemiş olup sömürü düzeni yerleşmiştir. Sadece sektörel bazda kalmayıp yerel idarelerden merkezi hükümetlere uzanan bu silsile içinde, ülkedeki bütün insanları ilgilendirecek olan kararlarda kamusal fayda ilkesi göz ardı edilmeye devam etmektedir.
Sorun sadece yapının deprem riski taşıması değildir ve bu da kamusal fayda ilkesi bağlamında açıklanabilecek bir durumda değildir. Deprem riski nedeniyle yıkılacak olan yapı; olabilecek olan deprem neticesinde İzmir insanın sığınabileceği çok az sayıdaki toplanma alanından biridir. Oluşacak felaket koşullarında İzmir halkının güvenliği göz ardı edilmektedir. Stadlar sadece futbol müsabakalarının izlendiği yerler olmamakla birlikte, farklı kültürlerin bir araya geldiği birbirine dokunup tanıdığı yerlerdir. Alsancak Stadı'nın İzmir için tarihsel birçok mirası vardır ve bunları yok etmek belli bir gruba peşkeş çekilip sonucunda sağlanacak kar ile ölçülemez.
Stadlar uzun vadeli yatırımlardır. Türkiye'nin birçok yerinde yüksek maliyetlerle stadlar yapılırken, bunların hangi planlar doğrultusunda yapıldığı bizleri hayrete düşürmektedir. Son senelerde zaten azalmakta olan izleyici sayısıyla birlikte ülkemizde futbolun kirliliğinin de gün yüzüne çıkması neticesinde, sporda yapılacak hangi dönüşümlerle insanlar stadlara tekrar eski heyecanla çekilecek ki? Belli bir tribün kapasitesi malum olan kentlerde yüksek kapasiteli stadlar yapılmaktayken, İzmir'de ise bu planların hiçbirinde fiili olarak inşaya başlamamaktadır.
Fiili olan, mevcut yapıların yıkılıp şehrin ranttan çok uzak noktalarına yapılacak olan stadların dillendirilmesidir. Şehirlerin optimal kapasitelerine göre planlamaların uygulamaya geçmesi gerekirken, bütün ülke nezdinde toparlanan vergiler sonucunda; bu vergilerin dağıtılarak yatırımlara dönüşmesi belli şehirlere olmaktadır. Bu durum ise bölüşüm ilişkilerinin adil bir şekilde yapılmadığını bizlere gösterirken, yatay eşitsizlik durumunun ise somutlaşmasına neden olmaktadır.
Sanıyoruz ki, yerel idarelerle merkezi hükümetin anlaşamadıkları nokta, minimum düzeyde rant alanlarının neresi olduğu ve buna göre yeni stadyumların nereye inşa edileceğidir. Ancak bu uğurda, şehir insanın spora görsel katkısı azalacağı gibi ücra köşelere yapılacak yeni yapılarla beraber bölge esnafı ve dolayısıyla İzmir halkı bundan olumsuz etkilenecektir. Yapılması gereken mevcut yapının yıkılıp yerine sadece günümüz koşullarına göre değil, dediğimiz gibi uzun vadeli planlama esaslarına göre aynı yerde yeni bir stadyumun inşa edilmesidir. Artık bizler ülke ekonomisine yaptığımız muazzam katkının karşılığını sizin rantlarınıza göre az da olsa görmek istiyoruz.
|
|
0 yorum |
1459 tekil okunma |
|
|
|
|
|
|
|
Bu habere henüz yorum yapýlmamýþ. |
|
Yorum yazabilmek ve okuyabilmek için üye giriþi yapýnýz. |
|
|
|
|
|
|