|
 |
|
 |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Murat Arabacı |
|
|
0 |
Hürriyet |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Sabah |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Yeni Asır |
|
|
0 |
Amk |
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|
Ne Kaldı Geriye Senden Başka? |
10 Mayıs 2011 13:50 |
|
Altay üzerine, sevda üzerine bir yazı.. |
Aile, Okul, Devlet...
3 baskı unsuru... İnsan bunları yıkamazsa özgür olamaz derler. İlk isyanımı seninle yaşadım hayatta. Bitmesin istiyorum.
90' lı yıllardan biriydi. Parmakla gösterebileceğim yaşlarımdan birindeydim. Evden kaçmıştım. Sana gelmiştim. Sanırım Zeytinburnu maçıydı.
Altaylı bir ailede yaşıyordum ama beni kimse maça götürmemişti,küçük olduğum için, başıma bir şey gelir diye. Garip geliyor şimdi bu durum,
hiç kabullenemiyorum. Gizlice evden çıkmış,otobüse binmiş, Alsancak'a gelmiştim tek başıma. Bilet almak için uzanamıyordum gişeye, arkamdaki abiye rica etmiştim bana bilet alması için.
Şimdilerdeki gibi sağdan soldan bilet dilenmek adetleri yoktu o zamanlar. Alışmamıştım. Açık tribüne girdim ve Altay'ımla ilk kez başbaşaydım. Kimseyi görmüyordum. O zamanlarda ve şimdilerde de olduğu gibi
Amerikan yıldızları değildi kahramanlarım. Benim kahramanlarım sahadaydı. Sağda Müfit, defansta Orhan, ilerde Atakan. 0-0 bitti maç. Geldiğim gibi eve döndüm. O akşam yediğim dayağı unutamam. Aileme başkaldırmış,
küçük yaşıma rağmen, Altay'ımın maçını izlemeye gitmiştim. Altay için yediğim bu dayaktan hiç gocunmamıştım. Yanağımdaki kızarıklıkların yanında, yüzümde tatlı bir tebessüm vardı. Aileme ilk karşı çıkışım bu olaya rastlar.
Lise yılları... Hafta içi Göztepe'yle kupa maçımız vardı. Okuldan ilk kaçış tarihimdir aynı zamanda. Öğleden sonra okuldan sıvışmış, Altay'ımın maçı için Atatürk Stadı'na gitmiştim, dersi,hocayı, idareyi, okulu takmadan. Tribünde bir şeyleri önemsemeden maça gelmiş birkaç onurlu kişiydik.
Onlar niceliği marifet sanıyordu. Bizse nitelikle övünüyorduk. Şimdilerde olduğu gibi. Uzatmalarda top döndü her zamanki gibi, bir şeyler oldu. İbrahim Akın direklerden içeri bırakıverdi topu. Çok sevinmiştim. Bu olaya çıplak gözle şahit olmuş ender kişilerden biriydim. Rüya gibi geçti, ertesi gün aldığım disiplin cezasıyla kendime geldim.
Olsundu, Altay içindi. Hayatın bana dayattığı okula başkaldırmıştım. Bunu Altay'la öğrenmiştim bir kere.
Gençlik yılları... Hızlı zamanlar... Deplasmanlar, bitmek bilmeyen yollar... Sonunda sana kavuşulan, yorgun ama umutlu 90 dakikalar... O yollarda öğrenmiştim seni sevmenin nasıl zorlu bir şey olduğunu. Altay'ı sevmek sermaye değil, emek istiyordu.
Bunu anladım. Haksızlığa karşı durduğumda, ilk sana koşarken yedim sırtıma copu. Senin sevgine sığınarak, yine de karşı durdum umudun düşmanlarına. Seninle öğrendim oligarşiye direnmeyi...
Şimdi böyle mahsun, böyle garip... Yıkma bizi..
Ne kaldı geriye senden başka, umuttan?
|
|
35 yorum |
3440 tekil okunma |
|
|
|
|
|
|
|
Bu habere toplam 35 yorum yapýlmýþtýr. |
|
Yorum yazabilmek ve okuyabilmek için üye giriþi yapýnýz. |
|
|
|
|
|
|
|